
Ülkemiz deprem kuşağında. Ne zaman hangi şiddette olacağını bilmemizi sağlayan teknoloji dünyanın hiçbir yerinde yok ne yazık ki… Depreme en fazla maruz kalan ülkelerden olan Japonya’da insanların sakinliği ve deprem anında sistematik bir şekilde davrandığını görmüşsünüzdür. Paniğe kapılmadan, konuşmayı öğrendiği günden itibaren kendilerine öğretildiği gibi davranıyorlar. Bizim de bunu çocuklardan başlayarak bütün bireylere anlatmamız gerekiyor. Çünkü aslında hiç bilmediğimizi, 35 can götüren Elâzığ depremi bir defa daha gösterdi. Şimdi çok çok önemli olan bir konu var. Ekranlarda sürekli dönen yıkıntı ve can kaybı görüntülerini görüp, acı hayat hikâyelerini dinleyen çocukların iç dünyası… En doğru davranış şekliyle çocukların hayatında kalıcı hasar bırakmadan depremi ve nasıl korunacağını anlatmak. Öncelikle çocukların sorularını asla geçiştirmemek gerekiyor. İzleyip de hiç soru sormayan çocuk ise daha zor. O zaman ya endişelenmedi ya da korkuyu, endişeyi içinde yaşıyor, kendi kendisine büyük bir travmaya sebep olacak süreçten geçiyor demektir. Bu sebeple soran çocuk için şükredip doğru bilgi vermeliyiz. Ben, Çocuk İletişim Uzmanı Ayşe Şule Bilgiç ile Psikolog Aslıhan Sönmez’den, çocuklara depremi nasıl anlatmamız gerektiğine dair görüşler aldım. Bu bilgiler ışığında, çocuğunuz için en doğru yöntemi seçerek anlatmanızı öneriyorum.